Veriler, haberler ve umutlu başlangıç

Haftaya enflasyon datası ile başladık. Geçen yıl kasım ayında yüzde 2.88 artış yaşanan TÜFE, 2023 Kasım ayında yüzde 3.28’lik artışla beklentilerin altında kaldı. 11 ayın birikimli enflasyonu da yüzde 60.1 seviyesinde oluştu. Son enflasyon raporunda yıl sonu TCMB tahmininin yüzde 65 olduğu düşünüldüğünde gerçekleşmelerin olumlu olduğunu söyleyebiliriz. 

Geçen seçimler öncesi başlayıp yerel seçimler sonuna kadar uzatılan 25 metreküplük kısmın devlet tarafından ödendiği doğal gaz da havanın soğuması ile enflasyon kalemine etki etmeye başladı.

Kasımda enerji grubunda akaryakıt fiyat düşüşüne karşılık doğal gaz fiyat artışı ile yüzde 10 yükseliş kaydedilirken, geçen yılın yüzde 1.3 fiyat artışının belirgin üzerinde bir gerçekleşme izlendi. Bu yansıma aralık ayında da devam edecektir. 

Ayrıca her yıl olduğu gibi aralık ayının gündemi olan asgari ücret görüşmeleri haftaya başlıyor. Asgari ücrete ilişkin belirsizlik gelecek dönem enflasyon tahminleri üzerinde de risk oluşturuyor. Asgari ücrette her yüzde 10’luk artışın TÜFE’yi 1.0-1.2 puan yukarı çektiği düşünüldüğünde enflasyonun yıl sonunda yüzde 65 ve Mayıs 2024’te yüzde 70 civarında gerçekleşebileceğini ve diğer koşullarda anormallik olmadığında 2024 yılı sonunda yüzde 40-45 aralığına gerileyeceği söyleyebiliriz.

Buradan bir başka konuya geçeyim. Enflasyon datalarının detaylarına bakıp bu yazıyı hazırlarken bir anda borsaya sert satış geldiğini gördüm. Ne oldu demeye kalmadan Bursa’da deprem haberi gündeme düştü. Maalesef deprem gerçeği yaşamsal bir sorunken ekonomik bir sorun olduğunu da bize hatırlattı. 

Ayın ilk günü S&P takvim dışı değerlendirmeye giderek Türkiye’nin kredi notunu “B” olarak teyit ederken not görünümünü durağandan pozitife revize etti. Detaylarında S&P cari açığın düşmesi, dolarizasyonun azalması ve döviz rezervlerinin artmasıyla not artırımı olabilir diyor.

Burada şunu görüyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşları için Türkiye doğru yolda. Ancak daha fazla eylem görmek istiyorlar. Bu yolda ilerlersek yabancı yatırımcı da gelecektir. CDS’ lerdeki düşüş kredi derecelendirme kuruluşları için aynı zamanda referans kaynağı da oluyor. Hele bir de 300 altı olursa not artırımlarını konuşmaya da başlayabiliriz. Unutmadan söyleyeyim. Moody’s tarafında da 15 Aralık’ta bir değerlendirme bekleniyor.

Gelelim borsaya…

Endeks 8.000 etrafında dolaşmaya devam ediyor. Ama ciddi bir giriş ve hacim artışı olmazsa 7.800-7.850 desteğini tekrar test etme ihtimali olabilir. 8.150 üzerinde 8.500 hedefini hala koruyoruz. Yıl sonu rallisi diyerek oluşabilecek bahar havasında dikkatli olmak lazım. Sektörler bazında önerilerimi önceki yazılarda belirttiğim için burada tekrar etmeyeceğim.

Ons altın bu satırları yazarken 2.070 seviyesindeki direnç noktasına gelmişti. Asya piyasaları açıkken 2.145 dolarla yeni zirve yapsa da bunu dikkate almamak lazım. Çünkü işlem olmuyor o saatlerde.

Peki, altındaki hareketin sebebi ne? Bunu iki aşamaya ayırmak lazım. Ortadoğu’daki savaş 2.000 dolara yükseltirken ABD faizlerinde gevşeme ve Fed’ten faiz indirimi söylemleri 2.000 dolar üzerindeki hareketin nedeni. Nereye gider derseniz yeni yılda 2.300 dolara kadar yolu açık derim. 

Aralık ayına ve bu haftaya iyi başladık. Umarım ay sonunda da “yılı iyi bitiriyoruz” yazabilirim.

Sadık Mazanoğlu’nun tüm yazıları

Pamukkale Üniversitesi İİBF İşletme bölümünden 2001 yılında mezun oldu. 20 yılı aşan iş hayatında aralıksız olarak çeşitli aracı kurumlarda müşteri temsilcisi, yatırım uzmanı ve kıdemli yatırım uzmanı olarak çalıştı. Son 11 yıldır Osmanlı Yatırım'da Finansal Ürünler Danışmanı olarak görev yapmaktadır. Bazı ekonomi televizyonları ve YouTube kanallarına konuk olarak finans piyasaları ve borsa ile ilgili görüşlerini paylaşmaktadır.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search