Hizmet enflasyonu kadın işgücüne karşı

1979 yılı yapımı “Kramer Kramer’e Karşı” filminin mahkeme sahnesinde Joanna Kramer’a evliyken neden çalışmadığı sorulduğunda “Eşim bebek bakıcısına verecek kadar bile para kazanamayacağımı düşünüyordu” yanıtını verir. Joanna’nın eşini terk ettikten sonra iyi maaşlı bir iş bulması Ted Kramer’ın bu konuda yanıldığını göstermiş olsa da, gerçek hayatta birçok kadının bu tür bir gelir-gider hesabına dayanarak işgücünün dışında kalmayı tercih etmesi söz konusu.

Yıllar önce kadınların işgücüne katılımıyla ilgili bir makalemin girişinde de alıntıladığım bu film diyaloğunu bu aralar sık sık hatırlıyor olmamın sebebi, ülkemizde son dönemde çocuk ve yaşlı bakımı, ev temizliği, dışarıda yemek yeme gibi hizmetlerin maliyetinin hızla artıyor olması. Eğer bu gibi hizmetlerin parayla satın alınmasını gerektiriyor ise asgari ücret civarında bir maaşla tam-zamanlı çalışmanın rasyonalitesi ciddi şekilde sorgulanır hâle geldi.

Mal ve hizmet enflasyonları

Her internet paketi satın aldığımızda, her şehirlerarası otobüs yolculuğu yaptığımızda ya da her saç kestirdiğimizde bir öncekinden daha yüksek bir fiyatla karşılaşmamız sayesinde hepimiz ‘hizmet(ler) enflasyonu’nun yüksekliğinin farkındayız. Hizmetlerin ulaştırma, eğitim ve kira gibi alt gruplarındaki aylık fiyat değişimlerinin verildiği 4 Ekim tarihli NTV haberinde de hizmet fiyatlarındaki artışa dikkat çekiliyor.

TÜİK’in yayınladığı ‘Özel Kapsamlı TÜFE göstergeleri’ arasında yer alan ‘mallar’ ve ‘hizmetler’ tüketici fiyat endeksleri de son dönemde hizmetlerdeki hızlı fiyat artışını teyit ediyor. Tüketici Fiyat Endeksi’nin hesaplanmasında kullanılan mal ve hizmetler sepetinin iki bileşeni olan mallar ve hizmetler için ayrı ayrı hesaplanmış fiyat endekslerinin yer aldığı birinci grafikte görüldüğü üzere, 2021’de döviz kurlarının patlaması sonrasında mallar fiyat endeksinin epeyce gerisinde kalan hizmetler fiyat endeksi, son aylarda bu farkı kapatmış ve diğer endekse neredeyse yetişmiş durumda. Bu endeks değerlerinden hesaplanan yıllık enflasyon oranları ise ikinci grafikte yer alıyor. Eylül 2023 itibarıyla hizmetlerdeki yıllık enflasyon yüzde 86’ya ulaşmışken, mallardaki yıllık enflasyon yüzde 52’de. TÜFE sepetinde malların ağırlığı hizmetlere göre daha fazla olduğu için, yüzde 61,5’lik yıllık enflasyon oranımız, mal enflasyonuna hizmet enflasyonuna olduğundan daha yakın.

Hizmetlerdeki hızlı fiyat artışının kısmen maliyet artışlarından, kısmen de hizmet sağlayıcılarının piyasa şartlarının uygunluğunu görerek son iki yıldaki kayıplarını telafi etme çabasından kaynaklandığı söylenebilir. Somut bir örnek vermek gerekirse, emekli maaşlarına yüzde 25 zam yapıldığı haberini alan bir mahalle berberi, dükkanının işletme maliyetleri artmamış olsa dahi, kendisinin de aynı gelir artışını hak ettiği düşüncesiyle saç tıraşına aynı ya da daha da yüksek bir oranda zam yapabiliyor. Buna benzer fiyatlama davranışları “fırsatçılık” olarak da, serbest piyasanın kaçınılmaz bir gerçeği olarak da nitelendirilebilir.

Çalışmak ya da ev işleriyle meşgul olmak

Hizmet fiyatlarının çok yüksek olduğu bir dönemde, hanehalkı üyeleri arasındaki iş bölümü nedeniyle çeşitli ev işlerini yapmak durumunda olan kadınlar – ve tabii ki bazı erkekler – için işgücünün dışında kalmak ya da kısmi-zamanlı çalışmak finansal bakımdan doğru bir tercih olabilir. Ancak, her 10 kadından sadece 3’ünün istihdamda olduğu ülkemizde, özellikle eğitimli veya iş tecrübeli kadınların bu tür bir hesap sonucunda emek piyasasının dışında kalması, gerek toplumsal cinsiyet eşitliği, gerekse ekonomik kalkınma bakımından hoşnut olunacak bir durum değil. Hizmet enflasyonunun kontrol altına alınması ve kamuda ve özel sektörde iyi maaşlı iş olanaklarının çoğalması kadınların işgücüne katılımını arttırabilirse, bu Türkiye ekonomisinin orta ve uzun vadeli hedeflere ulaşmasına çok olumlu katkı sağlayacak bir gelişme olacaktır.

1973 İstanbul doğumlu olan Prof. Dr. Cem Başlevent, ekonomi alanındaki yüksek lisans ve doktora derecelerini Boğaziçi Üniversitesi'nde almıştır. 2000-2023 yılları arasında İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde çalışan Başlevent, halen İstanbul Kültür Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Akademik çalışmaları bireylerin işgücüne katılımı, politik tercihleri, yaşam memnuniyeti gibi konuları kapsamaktadır.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search