Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, dünyadaki elektrikli araç pazarının hızla büyüdüğüne dikkat çekerek, bunun petrol ihraç eden ülkelerin politikalarında değişikliğe neden olduğunu belirtti.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi (IICEC) ‘Dünyada Değişen Enerji Jeopolitiği, İklim Krizi & Türkiye’ Konferansı’nı düzenledi. Konferansta konuşan Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başkanı Fatih Birol, küresel çaptaki gelişmeleri değerlendirdi.
Enerji ve jeopolitiğin iç içe geçtiğini ifade eden Birol, iklim değişikliğinin de enerjiden ayrılmaması gerektiğini söyledi. Yenilenebilir enerjide muazzam bir devrim yaşandığını vurgulayan Birol, bu yıl inşa edilen santrallerin yüzde 80’inden fazlasının yenilenebilir enerji olduğunu kaydetti.
Talep batıdan değil, doğudan geliyor
Bu talebin sanılanın aksiden batıdan değil, doğudan geldiğini anlatan Birol, Çin’in bu noktada başı çektiğine işaret etti.
Son 10 yılda Çin’deki gelişmeleri göremeyen ülkelerin çok şeyler kaçırdığını belirten Birol, şöyle konuştu:
“Çin, son 10 yılda ortalama yüzde 6 büyüdü. Petroldeki talep artışının 3’te 2’si Çin’den geldi. Doğalgazdaki talebin de 3’te 1’i Çin’den geldi. Çin’in büyümesi enerji yoğun bir ekonomik büyümeydi. Çin’in ekonomisi yavaşlıyor. Önümüzdeki yıllarda yüzde 3,5-4 arasında büyüyecek. Ekonomik yapısı da değişiyor. Enerji yoğun ekonomiden daha hafif ve temiz teknolojilere dayanan bir yapıya dönüşüyor. Bu da Çin’in talebinin düşeceğini gösteriyor. Doğalgaz, petrol ve kömür talebini etkileyecek.
Dünyada Çin’deki elektrikli arabaları göreceğiz
Çin şu anda açık ara farkla temiz enerji birincisi. Güneş, rüzgar, hidrojen, nükleerde bir numara. Bu yıl toplam temiz enerji yatırımlarının yüzde 55’i Çin’den geliyor. Yine bu yıl Çin’in inşa ettiği yenişenebilir enerji santralleri geçen yıl bütün dünyanın ürettiği santrallere eşit. Dünyadaki elektrikli arabaların üretiminin yüzde 60’ı Çin’de yapılıyor. Önümüzdeki yıllarda ticari engeller olmazsa dünyada Çin’deki arabaları göreceğiz. Çin elektrikli araçları, belli başlı araba imalatçıları ile başa baş gidecek.”
“Çin’i iyi anlarsak dünyayı daha iyi anlarız” diyen Fatih Birol, Çin’in yenilenebilir enerji politikasının iklim değişikliğiyle alakalı olmadığını, ekonomik ve sanayi tercihi olduğunu vurguladı. Birol, “Çin petrole bağımlılığını azaltmak için elektrikli araçlara yatırım yaptı” diye konuştu.
Çin sayesinde fiyatlar düştü
Birol, Çin ile rekabet etmek için ABD, Avrupa ve Hindistan’ın yeni programlar açıkladığını dile getirdi. Çin’in yenilenebilir enerji yatırımlarını dünyaya da servis ettiğini söyleyen Birol, bu sayede fiyatların düştüğünü kaydetti. Birol, “Güneş panellerinin bu kadar ucuzlaması bu yüzdendir” dedi.
Birol, elektrikli araçlar konusunda şu ifadeleri kullandı:
“Elektrikli arabalar o kadar hızlı büyüyor ki, petrol ihraç eden ülkelerin politikasında değişimlere neden oluyor. Daha önce satılan her 25 arabanın 1’i elektrikli olacak diye konuşmuştuk. Bu sene satılan her 5 arabadan 1’i elektrikli. 2030’da satılan her 2 arabadan biri elektrikli olacak. Çok ciddi yansımaları olacak hem petrol ihraç edenlere hem de otomotiv sanayine. Bunu çok ciddi takip etmemiz gerekiyor.”
Petrol talebindeki trendde yavaşlama gördüklerini belirten Birol, Çin’deki gelişmeler, yenilenebilir enerji maliyetlerinin düşmesi ve elektrikli arabaların bunda etkili olduğunu aktardı.
LNG üretimi hızla artıyor
Birol, “Avrupa-Rusya arasındaki ilişkinin bitmesi, tahmin edilenden daha az hasarla atlatıldı. Bu kışı Avrupa daha az yara bereyle atlatacak. Savaş öncesi doğalgazın 3’te 2’si Rusya’dan geliyordu, Avrupa bunu ikame etti. Büyük bir aksilik olmazsa Avrupa bu kışı da geçirecek.
2025 yılı itibarıyla 4-5 yıl içinde, gaz piyasalarında şimdiye kadar görülmemiş seviyede LNG üretimi gelecek. ABD’de ve Katar’da biten LNG tesisleri piyasalara ciddi anlamda gaz getirecek. Alıcıların elleri güçlenecek. Ekonomik ve jeopolitik dengeleri etkileyecek” dedi.
Nükleere ciddi bir ilgi var
Nükleer enerjinin Türkiye için olmazsa olmaz bir teknoloji olduğunu söyleyen Fatih Birol, “Son yıllarda nükleerde hızlı bir dönüş var. Ülkeler geri dönüyor. İsveç, Fransa, İngiltere, Kanada, Japonya gibi nükleere iştah var. Mevcut teknolojilerle yeni santraller yapılıyor. Santralin yaşını uzatıyorlar ve küçük çaplı nükleer santraller gündeme geliyor. Nükleere ciddi bir ilgi var. Ancak hangi şartlarda ve partnerle çalışılacağı önemli” dedi.
Evlerde elektriğe dayalı ısıtma sistemlerine hızlı bir geçiş yaşandığını anlatan Birol, Birleşik Arap Emirlikleri’nde (BAE) yapılan COP28 Zirvesi’ne de değindi. Birol, şöyle konuştu:
COP28 kararları şirketleri etkiler
“Dünyadaki ülkeler 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesini 3’e katlama, enerji verimliliğini ikiye katlama, metan gazının sıfırlanması konusunda anlaşmaya vardılar. En önemlisi belki de, ülkeler dünyanın giderek fosil yakıtlardan uzaklaşması kararı aldılar.
Bunların kanuni bir bağlayıcılığı yok elbette. Ama dünyadaki şirketler şuna bakacak, sen şuna imza attın ama bunu yapmıyorsun diyecek. Zannediyorum ki fosil yakıtlardan uzaklaşma konusunda bir fayda getirecektir.
Pek çok enerji şirketinin üzerinde Demokles’in kılıcı gibi kalacaktır.”
Sınırda karbon düzenlemesi çok önemli
Avrupa Birliği’nin sınırda karbon düzenlemesi hakkında da konuşan Birol, “Niçin böyle bir şey koyuyorlar, kendi sanayicilerini korumak için. Karbon fiyatı var 75 Euro civarında. İkincisi, dünyadaki bir çok ülkeyi temiz enerjiye geçişte teşvik ediyorlar. Avrupa’ya demir çelik, alüminyum, çimento vb. ihraç ederken sizin karbon ayak iziniz nedir? Eğer yüksekse kendi karbon fiyatlarıyla çarpıp fiyatı yükseltiyor.
Brüksel’de pek çok Çinli ve Hindistanlı göreceksiniz. 2026’da yürürlüğe girecek bu uygulama ve müzakereler yapıyorlar. Bizim için son derece önemli. Biz Avrupa’nın 6’ncı ticaret partneriyiz. İhracatımızın yüzde 50’sini Avrupa’ya yapıyoruz. Bununla ilgili çalışmalar yapılıyor, Maliye Bakanı ile de konuştuk. Çok önemli bir konu, bilinç oluşması lazım” ifadelerini kullandı.