Borsada 10.000 seviyesi kalıcı olur mu?

2024 yılının üçte birini geride bıraktık. Bu dönemde yeni ekonomi yönetiminin attığı adımların iyisiyle kötüsüyle sonuçlarını almaya başladık. 31 Mart seçimlerinin etkisi ile devletçe yönetilen ve yönlendirilen fiyat artışlarından imtina edildiği görülüyor. Buna rağmen enflasyondaki yukarı seyir devam ediyor. Kısaca bu konuda şunu söyleyeyim. 

Enflasyonla mücadele için sıkı para ve sıkı maliye politikası uygulamanız gerekir. Sıkı para politikası artan faizler, kredilerle ilgili tedbirler, zorunlu karşılık düzenlemeleri vb. ile ağır aksak da olsa ilerliyor.

Peki, sıkı maliye politikası? Bunun için önümüzde 2 seçenek var. Ya vergiler artırılacak ya da kamuda tasarrufa gidilecek. Vergi artışı denilince geliri artmayan orta ve alt gelir grubundaki çalışan ve emekli vatandaşların eminim tüyleri diken diken oluyordur. Çünkü bu kesim vergi artışından en fazla etkilenen grup. Nisan ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırının 17 bin 725 TL’ye, yoksulluk sınırının 57 bin 736 TL’ye ulaştığını, açlık sınırının 17 bin 2 TL olarak belirlenen asgari ücreti yılın dördüncü ayında geride bıraktığını, bekar bir çalışanın yaşama maliyetinin 22 bin 991 TL’ye yükseldiği bir ortamda uygulanır mı? Hatta bu durum enflasyona neden olur mu? Elbette fiyatları yukarıya tetikleyecektir ama önümüzde 4 yıllık seçimsiz dönem bunu yapılabilir hale getiriyor. 

Gelelim kamuda tasarrufa. A4 kağıtlarının çift taraflı kullanımının ötesinde bir şeylerin yapıldığını toplum görürse enflasyonla mücadelede kararlılığıda görmüş olacak. Bakalım döviz taahhütlü projelerden, makam araç saltanatından, lüksün şatafatın hakim olduğu makam odalarından vazgeçilecek mi yoksa itibardan tasarruf edilemeyecek mi?

1 mayıs sabahına daha önce 30 Nisan tarihine uzatılmış stopaj istisnalarındaki yeni düzenlemeyle uyandık. Cumhurbaşkanlığı kararı ile mevduat faizlerinde stopaj oranı artırıldı. 6 aya kadar vadeli hesaplarda stopaj oranı % 5’ten % 7.5’e, 1 yıla kadar olan vadeli hesaplarda stopaj oranı, % 3’ten % 5’e çıkarıldı. 1 yıldan uzun vadelerde 0 olan stopaj oranı ise % 2.5 oldu. Daha önce TL yatırım fonlarından elde edilen gelirlerdeki 0 olan stopaj oranı % 7,5 olarak belirlendi. Bu gelişmeler nedeniyle TL’ye yönelimin azalmasını, hatta bir miktar paranın dövize yönelmesini beklerim. Ancak 31 Mart seçimleri öncesi kur atağı bekleyerek döviz almaya koşanların, umdukları gibi olmadığı için başlayan döviz satışlarıyla bu durumun dengelenmesini bekliyorum.

Buradan Borsa İstanbul tarafına geçelim. Borsa, enflasyonun yüksek olduğu her dönemde olduğu gibi bu süreçte de olumlu etkilenmeye devam ediyor. Yukarıda belirttiğim stopaj düzenlemesi de borsayı pozitif etkileyecektir. Endekste haftalık kazanç %4,15, aylık kazanç %9,88, yılbaşından bu yana kazanç ise %34,48 seviyesinde. Aşağıdaki tabloda aylık %9.88 prim yapan BIST100 endeksi üzerinde prim yapan sektörleri görüyorsunuz. 

Bu sektörler gelecekte olumlu beklentisi olan, yabancı yatırımcının almaya başladığı ve hâlâ potansiyeli yüksek sektörler. Evet özlemle beklediğimiz yabancı yatırımcılar yavaş yavaş gelmeye başladılar. Bu dönemde SİGORTACILIK, BANKACILIK, ULAŞTIRMA, İLETİŞİM, FİNANS ve GIDA sektörlerinin öne çıktığı görülüyor. Yüksek kredi faizlerinin etkilediği OTOMOTİV, GYO, BEYAZ EŞYA sektörü BIST100’ün gerisinde kaldı.

3 Mayıs’ta S&P not değerlendirmesi, haziranda gri listeden çıkabileceğimiz beklentisi, bazı yabancı kurumların TL long pozisyon önermesi, BİST100 endeksini 10.000 psikolojik seviyesinin üzerine çıkardı.

Gelelim asıl soruya. Yukarı trend devam eder mi? Evet ben bu piyasada kısa vadede 325 dolar seviyesindeki direncimize, yani 10.500 civarına hareketi göreceğimizi bekliyorum. Yıl sonuna kadar 12.500 seviyeleri görülebilecektir. Olumsuz gelişmeler etkisiyle 9800-9600 aralığına olası çekilmelerde panik olmamak, hatta bu satışları alım fırsatı olarak değerlendirmek gerekiyor. 

İçinde bulunulan dönemin temettü dönemi olması nedeniyle geçtiğimiz haftalarda paylaştığım, tarihi belirli olan temettü ödeme tablosunu da güncelleyerek sizinle paylaşıyorum. 

Pamukkale Üniversitesi İİBF İşletme bölümünden 2001 yılında mezun oldu. 20 yılı aşan iş hayatında aralıksız olarak çeşitli aracı kurumlarda müşteri temsilcisi, yatırım uzmanı ve kıdemli yatırım uzmanı olarak çalıştı. Son 11 yıldır Osmanlı Yatırım'da Finansal Ürünler Danışmanı olarak görev yapmaktadır. Bazı ekonomi televizyonları ve YouTube kanallarına konuk olarak finans piyasaları ve borsa ile ilgili görüşlerini paylaşmaktadır.

Abone Ol :)
Bildir
guest
0 Yorum
Eski
Yeni Oy
Inline Feedbacks
Tüm yorumlar
Search